Öne Çıkan Yayın

Teledermatoloji ile şifa bulabilirsiniz.

4 Nisan 2016 Pazartesi

Aşırı Terleme Tipleri, Nedenleri ve Tedavisi

Aşırı Terlemenin Tipleri

Hiperhidrozis vücudun aşırı ter üretmesi ile karakterize bir hastalıktır. Birincil ve ikincil hiperhidrozis (aşırı terleme) olarak iki sınıfa ayrılır. Birincil aşırı terleme sempatik sinir sisteminin ter bezlerini aşırı uyarmasına bağlı gelişen nedeni bilinmeyen bir durumdur. Birincil aşırı terleme yüz, ayak tabanı, avuç içi, koltuk altı gibi simetrik anatomik bölgeleri tutar. Bazı çalışmalarda bu hastalığı otozomal dominat olarak ailesel olabileceği gösterilmiştir. Ek olarak iklim ve duygusal değişiklikler bu durumu tetikleyebilir. Cinsiyetler arasında fark yoktur ancak obezlerde aşırı terleme oluşabilir. İnsanlar arasındaki sıklığı %3-9 arasında değişmektedir. Hastaların mesleki, eğitim ve sosyal yaşantısına negatif etkileri bulunmaktadır.

İkincil aşırı terleme nedeni bilinen aşırı terlemedir. En sık görülen nedenler arasında infeksiyon, kanserler, ilaçlar, anksiyete nörolojik ve hormonal hastalıklardır.

 Aşırı İkincil Terlemenin Nedenler:

1. İnfeksiyonlar
2. Hormonal bozukluklar (hipertroidi, diabet, menapoz, gebelik, feokromasitoma, karsinoid sendrom, akromegali
3. Nörolojik hastalıklar (parkinson)
İontoforez cihazı
4. Kanserler (Lösemi, lenfoma)
5. İlaçlar (Antidepresanlar)
6. Zehirlenme
7. Aşırı alkol alımı

Aşırı Terlemenin Tedavisi

Bölgesel: 

  • Alüminyum klorid (%15-20) veya antiperspirantlar
  • Avuç içi ve ayak tabanı terlemesi için iontoforez
  • Glikopirolat
  • Botoks


Cerrahi:
  • Sempatektomi
  • Koltuk altı küretajı veya liposuction
Sistemik:
  • Antikolinerjik ilaçlar
  • Trisiklik antidepresanlar
  • Beta blokerler
  • Kalsiyum kanal blokerleri








1 Nisan 2016 Cuma

Sedef Hastalığı İçten Mi Gelir?

Sedef Hastalığı ve İç Hastalıklar İle İlişkisi

Bir hasta deri lezyonu her ne olursa olsun en çok korktuğu hastalık sedef hastalığıdır. Hastaya sedef hastalığı olmadığı söylendiğinde derin bir nefes alır ve rahatlar. Hastaların ikinci olarak en sık sorduğu hocam sedef hastalığı soru içten mi gelir? Bugüne kadar bu soruya hayır diyorduk. Ancak son zamanlardaki bazı araştırmalar sedef hastalığının bazı iç hastalıklar ile birlikte görülme olasığının arttığı tespit edilmiştir.

Sedef Hastalığı İle İlişkili Sistemik Hastalıklar

Son zamanlarda sedef hastalığının sadece deriyi tutmadığı bazı sistemik durumlarla beraber görülebileceği saptanmıştır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır.
Depresyon, 
Hipertansiyon, 
Geçici kalp krizi, 
Damar tıkanıklığı, 
Alkolik olmayan karaciğer yağlanması, 
Bowel hastalığı, 
Crohn hastalığı, 
Dislipidemi, 
Obezite,
Metabolik sendrom,
İnsülin direnci, 
Şeker hastalığı, 
Astım,
Kronik böbrek yetmezliği, 
Üveit,
Malin lenfoma

Tüm Yönleri İle Sedef (Psoriazis) Hastalığı

Tüm Yönleri İle Sedef (Psoriazis) Hastalığı

Sedef hastalığı bağışıklık sistemi ile ilgili yaygın bir deri hastalığıdır. Ana patojenik mekanizması derideki kronik inflamasyon ve keratinositlerin aşırı çoğalmasıdır. Keratinositleri (derideki esas hücre) farklılaşması genlerdeki değişikliklerden kaynaklanır. Antimikrobiyal peptidler ve proteinler doğuştan veya kazanılmış bağışıklık sistemini etkileyerek sedef hastalığına genetik eğilimi artırabilir.
Sedef hastalığı hayatı tehdit eden bir hastalık olmamakla birlikte kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde kötü etkiler. Tam şifa veren bir tedavi bulunmamaktadır. Amerika’da toplumun %3’ünde sedef hastalığı bulunmaktadır.
Sedef hastalığı herhangi bir yaşta başlayabilir. Ama 20-30 ve 50-60 olmak üzere  iki pik yaptığı yaş aralığı bulunmaktadır.  Sedef hastalığı bulunanların %30’u çocuk yaş grubundadır. Erken başlangıçla ilgili 36 genetik lokasyon mevcuttur.

Tetikleyen (Artıran) Faktörler

Çok sayıda faktör sedef hastalığını tetikleyebilir. Bunlardan dış etkenler fiziksel faktörler (kaşıma, enjeksiyon, cerrahi skar, bası noktaları, yanık, ultraviole, radyasyon) mevsimsel değişimler, kimyasal faktörler (koter, kronik alkali hasarı, toksik maddeler) sayılabilir. Diğerleri alkol tüketimi, sigara, ilaçlar (altın tuzları, lityum, tansiyon ilaçları, sıtma ilaçları, mantar ilaçları)’dır. Ayrıca aşırı kilo, uykusuzluk da sedef hastalığını tetikleyebilir.

İnfeksiyonlar sedeh hastalığını tetikleyen nedenler arasındadır.  Streptokoklar, hepatit C, varisella, herpes, HIV, kandida bu enfektif nedenler arasındadır.

30 Mart 2016 Çarşamba

Estetik ve Kozmetik İşlemler Devlet Hastanesinde Yapılır Mı?

Estetik ve Kozmetik İşlemler Devlet Hastanesinde Yapılır Mı?

Devlet, Eğitim Araştırma ve Üniversitelerde Kozmetik İşlemler

Geçmişte ve günümüzde sıkça sorulan sorulardan biri devlet hastanelerinde kozmetik ve estetik işlemlerin yapılıp yapılmadığıdır. Ya da başka bir deyişle ödenip ödenmediğidir. 2013 yılında yayınlanan kamu kurumlşarı için bireysel ödemeli estetik amaçlı tıbbi ve cerrahi işlemler yönetmeliği ile birlikte artık estetik ve kozmetik işlemler devlet hastanesi ve diğer kamu kuruşlarında yapılma olanağı getirilmiştir. Ancak hastanın hastaneye belli bir ücret ödemesi koşulu getirilmiştir.

Peki bu işlemle aktif bir biçimde uygulanmakta mı?

Şu anda kozmetik ve estetik işlemler çoğunlukla uygulanmamaktadır. Peki neden? Çünkü bu tür riskli, zahmetli ve uzun zaman gerektiren işlemler sonucunda hastane kazanmakta iken doktora herhangi bir ücret verilmemektedir. Ücreti bırakın bu kozmetik işlemler yapıldıktan sonra doktora komik bir performans puanı verilmektedir. Örneğin peeling yaptıracaksınız hastaneye 200 TL veriyorsunuz. Ancak bu işlemi yapan doktor sizden 30 performans puanı kazanıyor. Yani ay sonunda doktora bu puan karşılığında 3 TL veriliyor.

Sonuç olarak kozmetik ve estetik işlemler doktor için riskli, zaman alıcı ve zahmetli işlemlerdir ve bu rakamlara yapılması mümkün görünmemektedir. 

28 Mart 2016 Pazartesi

Sedef Hastalığında Kimler Aşı Tedavisi (Biyolojik ilaç) Alabilir veya Alamaz?

Sedef Hastalığında Kimler Aşı Tedavisi (Biyolojik ilaç) Alabilir veya Alamaz?

Sedef hastalığında biyolojik ajan (aşı tedavisi) kullanım endikasyonu için genel kural olarak tablodaki 1. maddeyle beraber 2. veya 3. maddelerin varlığı koşul olmakla birlikte, klinisyenin uygun gördüğü özel durumlarda 4. maddeki koşullar da yalnız başına biyolojik ajan kullanımı için yeterli olabilir. 1. maddede ağrılı olarak ifade edilen yerler el, yüz ve genital bölgedir. 






Biyolojik ilaç verilmeyen durumlar


Sedef hastalığında biyolojik ilaç (aşı tedavisi) kullanımında sakınca olan durumla yan taraftaki tablo 5'de gösterilmektedir.










Sedef Hastalığında Biyolojik İlaçlar (Aşı Tedavisi)


Biyolojik ajanlar (aşı tedavisi), hayvan dokusu veya daha sıklıkla rekombinan DNA teknikleri ile üretilen ve farmakolojik etkiye sahip proteinlerdir.
Biyolojik moleküller normal insan proteinlerini taklit etmek veya dolaşan proteinler ya da hücresel reseptörlerle etkileşime girmek amacıyla geliştirilir.
Bunlardan
     1) Rekombinan insan sitokinleri veya büyüme faktörleri 
     2) Monoklonal antikorlar
     3) Füzyon proteinleri psoriasis tedavisinde 

         araştırılmaktadır
Bu ajanlar rekombinan DNA teknolojisi ile üretildikten sonra proteini kodlayan komplemanter DNA prokaryotik veya ökaryotik hücre dizisine aktarılır ve protein-ilacın salgılanması sağlanır.
Rekombinan insan proteinleri, normal insan proteinleri veya onların kısımlarının tam replikaları olup hücresel reseptörlerle birleşerek etki gösterirler. Etkinlikleri çoğunlukla proteinin normal fizyolojik fonksiyonları ile sınırlıdır.
Monoklonal antikorlar  dolaşım veya doku hücre yüzeyinde bulunan proteinlere özgül olarak bağlanan proteinlerdir ve sıklıkla bu proteinlerin etkisini baskılayarak hastalığın seyrini etkiler. Monoklonal antikor tedavisinin hedefi insan proteinleri olduğundan bu moleküller farklı cinslerde en sıklıkla da farelerde üretilir. Bu ajanlara karşı insan bağışıklık sisteminin tepkisini azaltmak için de bu antikorlar “humanize” edilmiştir.
Füzyon proteinleri farklı protein kısımlarının birleşmesi ile oluşan moleküllerdir.  Burada ya bir protein ile toksin birleştirilir ya da insan immünoglobülin Fc kısmına insan reseptörleri bağlanır.
Bazı Biyolojik İlaçların Etken Maddeleri

24 Mart 2016 Perşembe

Sarımsak Saçkıranda Etkili Mi?


  Sarımsağın Kimyasal Özellikleri   


Sarımsak kompleks bir karışıma sahiptir.  İçeriğinde bir çok aminoasit ile beraber flavenoller, sülfür ve selenyum mevcuttur. Sarımsak ayrıca bazı yönleri ile steroid (kortizon) ve fenole benzemektedir. Sarımsak özü lenfosit, sitokin salınımını, doğal tümör öldürücü hücreleri ve fagositozu artırır. Yani bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.
     Bununla beraber yapılan çalışmalarda deri kanlanmasını %55 oranında arttırdığı, alyuvarların çapını artırdığı, damarları genişlettiği gösterilmiştir.
        Ayrıca fibroblast sayısını arttırarak kollajen üretimini artırmakta ve yaşlanmayı engellemektedir.

        Ciltle teması durumunda alerjik veya irritan kontakt dermatit, kontakt ürtiker, pemfigus oluşturabilir.

        

Sarımsak Saçkıranda Etkili Mi?

Gel gelelim saçkırana ülkemizde özellikle berberler tarafından saçkıranı tedavi etmekte kullanılmaktadır. Saçkıran olan alana önce keskin bir aletle çizikler atılmakta daha sonra sarımsak sürülmektedir.  Yapılan bir çalışmada saçkıran tedavisinde sarımsağın etkili olduğu gösterilmiştir.


    Sonuç olarak sarımsak saçkıran tedavisinde etkili olmakla beraber yanlış ellerde uygun olmayan miktarlarda kullanımı saçların tamamen yok olmasına, yanıklara, alerjik lezyonlara yol açmaktadır.